19 Nisan 2012 Perşembe

Zeytinyağlı Enginar

İzmir'e bahar gelir de enginar pişirilmez mi? Bu ilk değil elbette, iç baklalısını yaptım, bezelyelisini de.Ama bu şanslı arkadaşa kısmet oldu paylaşılmak:)


Malzemeler:

3 adet enginar
3 adet taze soğan (yoksa 1 adet kuru soğan)
1 limon
2 kaşık un
Tuz
Zeytinyağı
Üzeri için dereotu

Enginarları ayıklamak için:

Öncelikle derin bir kasede yaklaşık 2 lt suyun içine 1 limonu sıkıp, 2 kaşık un ile karıştıralım.Dıştaki sert yaprakları, körpe ve yumuşak yaprakları bulana kadar koparalım.Kalan kısmın tepesini bıçak ile keselim.Önce boydan 2'ye, sonra 4'e bölelim.Orta çanak kısmındaki tüylü kısmı bir bıçak yardımıyla tamamen çıkaralım.Hiç vakit kaybetmeden limonlu, unlu suyumuzun içine atalım.Enginar o kadar çabuk kararır ki, acele etmemizde fayda var.Sap kısımlarında, enginara yakın olan yaklaşık 10 cm'lik bölgeyi soyarak beyaz kısma ulaşabilirsiniz.Bunu da suya atalım.

Ayıklayıp sirkeli suda beklettiğimiz yeşil soğanları ince ince doğrayıp, tencerede az miktarda ısıttığımız zeytinyağının içine atıp kavuralım.Enginarları da tencereye atıp, ardından hemen 1 su bardağı içinde beklettiğimiz limonlu-unlu sudan tencereye ekleyelim.Tencerenin kapağı kapalı olarak suyu çekene kadar kısık ateşte pişriyoruz.Suyu çekerse 1 su bardağı sıcak suyu ekleyip pişirme işlemine devam ediyoruz.Pişme işlemi esnasında tencerenin kapağını açmamaya özen gösterelim, sap kısmına çatal batırarak pişip pişmediğini de anlayabiliriz.
Ocağın altını kapattıktan sonra ılımasını bekleyerek, üzerine dereotu serpip servis edebiliriz.

18 Nisan 2012 Çarşamba

Patates Salatası

Bugünden bir ikram tarifi daha.Herkes bilir bunu ama herkes de biraz değişik yapar.Benimkinin farkı ise yine baharatlardan geliyor;)


Malzemeler:

7-8 adet küçük veya orta boy patates (haşlamalık patates büyük olmaz)
1 adet büyük beyaz soğan
4 adet taze soğan
1 demet maydonoz
1 demet dereotu
1 tutam taze nane
1,5 limon (kendinize göre ayarlayabilirsiniz, ben ekşi sevenlerdenim)
Tuz
Zeytinyağı
2 tatlı kaşığı pul biber (ben ayrıca acı sevenlerdenim)
3-4 tatlı kaşığı sumak


Yeşilliklerimizi ayıklayıp sirkeli suda bekletelim.
Patatesleri yıkayıp soğuk su ile haşlayalım.Haşlanıp haşlanmadığını anlamak için çatalla kontrol edelim, çatal dibine kadar batıyorsa tamam demektir.Ama doğrayacağımız için çok yumuşak olmaması gerekir.Haşlanan patateslerin kabuklarının kolay soyulması için hemen soğuk sudan geçirelim.Soyup, küp küp doğrayalım. Yeşilliklerimizi ince ince doğrayıp patateslere ekleyelim.Soğanı piyazlık doğrayalım.
Baharatları ve sosunu ekleyip güzelce karıştıralım.Ilık veya soğuk servis edebilirsiniz.
*Dilerseniz içine haşlanmış yumurta da ekleyebilirsiniz.

Vişneli Bisküvili Parfe

Bugün İzmir'de hava çok soğuktu, lodos deseniz fenaydı.Bu havada belki sıcak tatlılar giderdi ama emin olun bu da kalpleri yumuşattı, hem midelere hem de gözlere ziyafet çektirdi;)



Malezemeler, de yapılışı da çok kolay:

Muhallebi için:

2,5 su bardağı süt
1.5 su bardağı şeker
2 kaşık un (ben tam buğday unu kullanıyorum)
1 paket vanilin (yada birkaç damla Dr Oetker vanilya aroması)

Krem şanti:

1 paket krem şanti
1 su bardağı buz gibi soğuk süt

Çikolata sosu:

1 paket bitter çikolata
1 paket krema

Diğer çeşniler:

Bir avuç dondurulmuş yada çekirdekleri çıkarılmış taze vişne.(taze kullanacaksanız bir kasenin içinde 1 kaşık toz şekerle biraz beklemenizi tavsiye ederim)
Yarım paket Eti kakaolu bisküvi


Muhallebinin tüm malzemelerini bir tencere içinde karıştırarak, kıvamını alana kadar pişirelim.Piştikten sonra içine vanilini ekleyelim, soğumaya bırakalım.( İçinde buzlu su olan bir kabın içine tencerenizi oturtabilirsiniz)

Diğer yandan bir kasede krem şantiyi sütle iyice çırpalım.Soğuyan muhallebiyle krem şantiyi karıştırıp, vişneyi ve bisküvi kırıntılarını ekleyelim.Bisküvileri çok ufalamasanız daha hoş olur bence.Karışımı streç filmle kaplanmış bir kaseye yada silikon kalıba döküp, 1 gece buzlukta bekletelim.Servis yapmadan önce üzerine çikolata sosu dökerek daha da dayanlmaz hale getirebilirsiniz, yapacağınız  tek şey kremayı küçük bir tencerede kaynamadan ısıtmadak, içine çikolata parçalarını ekleyip karıştırmak.

İnanın bana kutulardaki hazır dondurmaları almaya hiç gerek yok, deneyince ne demek istediğimi anlayacaksınız;))

Pırasalı Gül Börek

Bugün misafirlerim vardı, çok ama çok sevdiklerimden, ömür boyu kaybetmeyi hiç istemeyeceklerimden:)
Dün geceden Dila uyuyunca hazırlığa başlayayım dedim, ne olur ne olmaz:)

Pırasayı sevmeyen var mı evde? Yada seven? Benim kociş pek sevmediği için ona sadece bu börekte yedirebiliyorum çaktırmadan;)

Malzemeler şöyle (12 adet börek için):

 3 adet ince hazır yufka
1 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı zeytinyağı

İç malzeme:

Yarım kg pırasa
İstediğiniz her çeşit peynir (benimkiler evde küçük küçük kalan ne peynir varsa)
Dereotu
Maydanoz

1 adet yumurta sarısı
Çörek otu

Tutturmak için kürdan

Pırasaları ince ince kıyıp zeytinyağı ile 5-6 dk kavuruyoruz.Ben tuz eklemiyorum, çünkü peynirlerin tuzu yeterli.Biraz pul biber ve kara biber ekleyip, ılımasını bekliyoruz.Ilıyınca yeşillikleri ve peynirleri ekleyebiliriz.İç harcımız hazır.
Yufkaları geniş bir masaya yayıp, önce ortadan ikiye, sonra dörde bölüyoruz, toplam 12 adet parçamız oldu.Herbirinin üzerine yoğurt ve zeytinyağı karışımından bolca sürüp, düz kenarına harcımızdan koyup, ince ve sıkı bir şekilde sarıyoruz.Sardığımız böreğin bir ucunu sabit tutarak diğer ucundan dolayıp kürdanla tutturuyoruz, böylece pişerken açılmayacak.



Böreklerimizi yağlanmış tepsiye dizip üzerine yumurta sarılarını sürüyoruz, çörek otunu da serpip önceden 180 C ısıtıığımız fırında üzeri güzelce kızarana kadar pişiriyoruz.
Mis gibi çok leziz bir tarif oluyor, mutlaka deneyin;)

Not: Siz de benim gibi böreği akşamdan yapıp, üzerini streç filmle güzelce kapatıp, ertesi gün fırına verebilirsiniz.Yalnız fırına vermden önce mutlaka oda sıcaklığına gelmesini bekleyin derim;)


14 Nisan 2012 Cumartesi

Kuru Domatesli Dereotlu Sağlıklı Poğaça

Poğaçalarınıza hafif bir bahar dokunuşu istemez misiniz?İşte doğru adrestesiniz:)
Çoğu kişi bilir klasik poğaça tarifini, ölçüsüz göz kararı bile yapanlar vardır.Benimki de o klasik tariften, farkı  yok; ama farklı olan tatlandırmak için eklediklerim.


Buyrun tarifi:

Hamuru için:

1 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvıyag
2 yumurta (1'inin sarısı poğaçanın üzerine sürülecek)
150 gr tereyağ (tereyağ daha lezzetli ve sağlıklı, yoksa margarin)
1 çimdik tuz
Alabildiğine tam buğday unu
6-7 adet kuru domates (sıcak suda birkaç dk bekletilip minicik doğranacak)
1/2 demet dereotu

İçi:

300 gr lor peyniri
1/2 demet dereotu

Üzeri için:

Çörek otu, susam veya mavi haşhaş

Sıvı malzemeleri ve oda sıcaklığında beklettiğimiz tereyağını derin bir kaseye alıp iyice birbirine yediriyoruz.Unu ve kabartma tozunu ekliyoruz.Hamur kulak memesi kıvamına gelene kadar un ekleyip, kasemizin heryerindeki artıklar hamur sayesinde temizlenene kadar yoğuruyoruz.Cevizden daha büyük parçalar kopararak avcumuzun içinde açıyoruz, içine lorlu karışımdan yaklaşık 1 tatlı kaşığı kadar koyup istediğimiz gibi şekillendiriyoruz, yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye diziyoruz.Yumurta sarısını poğaçaların üzerine dizip, çörekotu  180 C'de ısıttığımız fırında kızarana kadar pişiriyoruz.Afiyet olsun:)



12 Nisan 2012 Perşembe

Bahar Tavuğu

Başka yerde yok! İddaa ediyorum böyle tavuk yememişsinizdir.Tadına baktığımda gerçekten ne kadar beğendiğimi anlatamam.Bu kadar reklam yeter diyenler için gelelim tarifee:))



1 paket piliç tabak ızgara 
10-15 adet adet kurutulmuş domates
Sarmısak
Taze biberiye
Taze kekik

Sosu için:

1 yemek kaşığı zeytinyağı
2 yemek kaşığı su (tavuk suyunu bırakıyor ama bu sosun incelmesi için)
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tane kimyon (yoksa toz kimyon)
1 çay kaşığı zerdeçal
1 çay kaşığı kişniş
1 çay kaşığı pul biber
1 çay kaşığı köri




Tavukları iyice yıkayıp, tencerenin dibine tek sıra olacak şekilde dizelim.Üzerine sarmısakları, kurutulmuş domatesleri, biberiye ve kekikleri serpelim.

Sos için gerekli malzemeleri karıştırıp iyice çırpalım, tavukların üzerinde gezdirelim.
Küçük ocağın altını pişirme işleminin başından sonuna kadar kısık tutup, kapağını pek açmamaya dikkat ederek tavuğumuzu güzelce pişirelim.Ben 1 saat kadar tutmuşumdur sanırım, lezzetler iyice birbirine giriyor, tavuk kendi suyuyla ve zeytinyağıyla yumuşacık oluyor.

11 Nisan 2012 Çarşamba

Tavuk Dolgulu Renkli Biberler

Eveet, Dila Hanım uyuduğuna göre, blog mesaimiz başlamış bulunmaktadır.
Bakın, lütfen bu yemeğin adına gülmeyin, yine bi isim bulamadım, açıklayıcı olsun diye böyle dedim.
En sevdiğim pazar  Bospa'dan aldığım renkli biberleri alırken aklımda ne yapacağımla ilgili tek bir fikir yoktu.Hatta biberleri çıkarıp ayıklayana kadar bile:) Bir yandan da tavuk göğüs etleri erimekteydi.Aklıma en güzel bu kombinasyon geldi...


İşte malzemeler:


İç harcı:

2 adet tavuk göğsü
1 adet büyük soğan
3 dş sarmısak
2 kaşık Pınar Beyaz Krem Peynir
Zeytinyağı
Tuz- karabiber
Taze fesleğen

Dışı:

İstediğiniz miktarda ve renkte dolmalık biberler

İç harcımızı hazırlayalım;

Tavuk etlerini olabildiğince küçük doğrayıp, ısıttığımız tavadaki sıcak zeytinyağına atıp birkaç dakika, tavukların heryeri beyazlaşana kadar kavuruyoruz.Ardından piyazlık doğradığımız soğanları ve rendelediğimiz sarmısakları ekleyip, soğanlar biraz ölene kadar soteliyoruz.Tavuk etinin piştiğinden emin olunca tuzunu ve karabiberini ekliyoruz.Daha önce tuz eklersek, zaten kuru olan göğüs etini iyice sertleştiririz. Peyniri de harcımıza ekleyip iyice ezerek eritiyoruz, ocağı kapattıktan sonra elimizle (veya seramik bıçakla) doğradığımız fesleğeni de serpip, karıştırıyoruz.



Harcımızın hazırlığı bittikten sonra fırını açıp ısıtabiliriz.

Biberlerin baş kısımlarını üzerinde kapak olacak şekilde kesip, harcımızı içlerine bölüştürüyoruz.


Varsa kapaklı bir fırın kabında, yoksa da yine derin bir fırın kabının içine biberleri dizip, az su ve zeytinyağı karışımı ile ( mesela 2 parmak kadar) kapağını kapatıp fırında 15 dk pişiriyoruz.Biberlerin yumuşaklığını çatal batırarak kontrol edebilirsiniz.İstediğimiz kıvama gelince kapağı açıp, biberlerimizin biraz da kızarmasına izin veriyoruz;) İşte bu kadar hafif, kolay ve sağlıklı bir yemek.
Bakmayın uzun yazdığıma, herşeyi açıklamak istiyorum kafalarda soru işareti kalmasın diye;))
Afiyet olsun...


























10 Nisan 2012 Salı

Vitamin Salata

Bu salataya isim bulamadım, gerçekten.Varsa önerisi olan yazsın lütfen:) Herşeyden biraz var, hepsi çok taze ve doğal, birleşince de çok sağlıklı oldu.Diyettekiler için tam bir öğün olabilir bence.Bir de siz bakın bakalım; hiç yediniz mi böyle birşey?;))


Ben malesef Dila'nın gaz problemlerinden dolayı ne kurubaklagil, ne  de çiğ kırmızı soğan yiyebiliyordum.Ama artık 3.5 aylık olup ilerleme kaydettiğimiz için kendime bu akşam biraz ödül verebilirim:)

İşte malzemeler:

2 su bardağı kadar haşlanmış kuru börülce
Yarım demet semizotu
Bir tutam nane
1 kırmızı soğan
5-6 adet kuru domates (sıcak suda birkaç dk bekletiyoruz yumuşaması için)
1 adet kırmızı biber
Biraz ceviz
Limon, zeytinyağı (nar ekşisi de çok güzel olur ama bizde kociş sevmiyor:/)
Kırmızı pul biber
Az tuz
(yeşillikleri istediğiniz  gibi arttırabilirsiniz, maydonoz ve taze soğan da olsaydı evde eklerdim mutlaka)

Börülceyi kaseye alıp, üzerine tüm malzemeleri doğrayıp ekliyoruz, ayrı bir kasede sosunu hazırlayıp üzerine döküyoruz; afiyet olsun:))

Tahin- Pekmezli Kurabiye

Sizinle 5 dk'lık, tutmaması imkansız, çocuklarınızın bile yapabileceği bir kurabiye tarifi paylaşıyorum.Tek yapacağınız tüm malzemeleri karıştırıp yuvarlamak:) Kıvam kaygısı falan da yok yani, o kadar:))



Malzemeler:

3.5 su bardağı un
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı pekmez
1/2 su bardağı tahin
1 çay kaşığı tarçın (tercihen)
1 paket vanilin (tercihen)
Ceviz

Ceviz hariç tüm malzemeleri derin bir kasede karıştırıp yoğuruyoruz.Yoğurmaya başlarken kıvamı çok cıvık gelebilir; endişelenmeyin, kendiliğinden hemen kıvama geliyor.stediğimiz gibi şekillendirip, sıcak fırında en fazla 10 dk pişiriyoruz.İlk çıktığında biraz yumuşak oluyor, dinlenince içini çekiyor.
Afiyet olsun;)

Şitake Mantarlı Kuzu Sote

Akşama kolay ve değişik bir yemek yapalım mı?
İşte size çok farklı bir kuzu sote tarifi.Yine dolapta ne varsa, aklıma ne geldiyse onlar var bu yemeğin içinde, tabi yakıştığını düşündüklerim:) Eti 1 gün önceden marineye yatırırsanız çok daha lezzetli ve yumuşak olur.Aşağıda marinat malzemelerini de yazıyorum;)



Marinesi için:

1 beyaz soğanın suyu ( rendeleyip sıkarak kolayca çıkarabilirsiniz)
Yarım çay bardağı zeytinyağı
2 çorba kaşığı soya sosu
3 diş sarmısak
Tane kimyon (istediğiniz kadar)
Zerdeçal (istediğiniz kadar)




Malzemeler:

1/2 kg kuzu kuşbaşı
300 gr şitake mantarı (başka mantar cinsi de olur tabi ki ama bu mantar kırmızı ete çok yakışıyor;))
2 adet yeşil biber (ben acı tercih ediyorum)
2 adet soğan
7-8 adet cherry domates, yada doğranmış domates
2 dal taze biberiye
Bir tutam taze kekik
Toz kişniş
Karabiber
Kırmızı biber
Tuz (soya sosu ile marine ederseniz tuzu az kullanın)





Eti marine ettkiyseniz dolaptan çıkardıktan sonra oda sıcaklığına gelmesini bekliyoruz, çünkü soğuk et kesinlikle tavaya atılmaz, sertleşir ve güzel pişmez!
Isıttığımız tavaya etleri marinatıyla birlikte olduğu gibi, hiç fazladan yağ eklemeden atıyoruz.Suyunu bırakıp tekrar çekene kadar yüksek ateşte ön pişirmeyi yapıyoruz.Piyazlık doğradığımız soğan ve ince kıydığımız biberi ekleyip, soğan pembeleşince mantarı ekliyoruz.Sürekli karıştırarak hepsini iyice soteliyoruz.Tuzunu ve baharatlarını ekleyip, domatesleri de karışıma atıp birkaç kez karıştırıyoruz.Biberiyeyi dalından çekip, yapraklarını ince ince kıyıyoruz, kekikleri de dalından çekip olduğu gibi tencereye atıyoruz.Tencerenin kapağını kapatıp domatesin suyuyla biraz daha pişmesine izin verip, servis ediyoruz.Afiyet olsun:)




























































9 Nisan 2012 Pazartesi

Fırında Girit Kabağı

Merhaba!

Bugün tarifim sağlıklı Girit sofrasından geliyor.Giritli Türklerin bu nefis ve bir o kadar da hafif tarifini mutlaka yapmanızı tavsiye ederim, çok pratik.



Bu tarifi 2 sene önce Girit göçmeni eski şefim İrem'den almıştım.Bana tarif ederken bile çok ilginç gelmişti, denemesi ancak kısmet oldu:) Kendisi bana işten ayrılma hediyesi olarak hediye ettiği kitapta da yer alıyor, detaylıca.İşte bu yüzden bu hediye çok anlamlı; ne zaman böyle bir yemek yada ot pişirmek istesem hemen İrem'e sorardım, o da bildiklerini anlatır, bilmedikleri için de annesini arardı:) Kitabı bana verirken söylediği şey, yemek konusunda tek eksik tarafımın bu kültür olduğu idi, e sürekli annesini de arayamayacağımıza göre!..;)

Çok güzel, körpe, aşağıdaki gibi çiçeği üzerinde kabak bulmak gerek.Malzeme listesi aşağıda:




1/2 kg Girit kabağı
Kabaklara yetecek kadar İzmir tulum peyniri
3 adet domates
5 diş sarımsak
Zeytinyağı
Tuz
Su

Kabakları iyice yıkayıp, boydan aşağıda az bir pay kalacak kadar bıçakla yarıyoruz.Tulum peynirlerini ince ince dilimleyip, kabakların yarıklarına yerleştiriyoruz.



 Kabakları fırın tepsisine dizip, üzerine kabuklarını soyup zar gibi doğradığımız domatesleri ve ince doğranmış sarmısakları ekliyoruz.Tulum peynirin tuzlu olduğunu göz önünde bulundurarak üzerine az tuz serpip, biraz da zeytinyağı gezdiriyoruz.1 küçük çay bardağı kadar da su ekleyip fırına veriyoruz, üzeri güzelce kızaracak, kabaklar ölmeden çatal batacak kıvama gelecek.Afiyet olsun...

6 Nisan 2012 Cuma

Evde Yoğurt Yapımı- İşte Tuttu!

'Ya Tutmazsa' yazımı okuyanlar bu yoğurdun tutmasına sevinmemi haklı göreceklerdir:)
Evet, ilk yoğurt mayalama denemem olumlu sonuç vermemişti, ama bu sefer tahmin ettiğimden çok daha güzel oldu.Sadece ben böyle düşünmüyorum, inanın bu konuların uzmanları da çok beğendi:)



Şimdi sizinle bir aceminin bu ilk tecrübesini paylaşacağım, püf noktalar hakkında bilgilendirmeye çalışacağım.Ben şöyle yaptım:

*Civar köyden güvenerek aldığım 2 kg sütü kaynattım.Bizim sütçü amcanın sütü çok güzel, yağı, kıvamı yerinde.Daha önce yoğurt yapamasam da alıp sütlaç yapardım.

*Aynı tencerenin içinde veya çömlek kaplarda yoğurdunuzu mayalayabilirsiniz.Tencerenin altına kalın bir sofra bezi serip, mayalanacak yere koyup, sütün içinde serçe parmağımızın sadece birkaç saniye dayanabilecek sıcaklığa gelmesini bekliyoruz.

*Bende damızlık yoğurt yoktu, ama İzmir'de ya Sakıpağa yada Foça yoğurtlarını alırım, siz de güvendiğiniz, gerçekten ev yoğurdu gibi olan mandıra yoğurtlarından kullanabilirsiniz.

*2 çorba kaşığı damızlık yoğurdu bir kaseye aldım, ama yaklaşık 1 saat önce dolaptan çıkarmıştım çünkü soğuk olmaması gerek.Yoğurdu iyice çırptım, içine 1 kaşık da tenceredeki sütten ekledim, yine iyice çırptım.

*Bu karışımı sütün içine döküp sadece 2 kere tahta kaşıkla karıştırdım.

*Tencerenin kapağını kapattım, sofra bezini üzerine sardım, en üstünü de kalın battaniyelerle örttüm.Akşamdan sabaha kadar hiç açmadan ve tencereyi sarsmadan bekledim.

*Sabah bir heyecanla ilk iş koşup tencereyi açtım, işte olmuştu! Sonra 2-3 saat buzdolabında kapağı kapalı beklettim, sonra da kapağını kapattım.Dayanamadım bir kase yedimmmmmmhhhh;)

2 Nisan 2012 Pazartesi

Nazlı Börek

Bu böreğin adı neden böyle diye sorarsanız, ben koymadım vallahi Twitter'da isim önerisi istedim, sevgili http://www.mutfaksepeti.com/ koydu:)



Anlayacağınız üzere yine uydurmasyon bir tarif yine sizlerle:)) Çok kolay, çok lezzetli.
İşte tarif:

-1 paket milföy hamuru
-10 adet küçük sosis
-1 çay bardağı kadar rendelenmiş kaşar peyniri
-1 tutam taze kekik
-1 dolu yemek kaşığı acuka veya Sera kahvaltılık acı sos, veya Tukaş paprika sos
-1 yumurta sarısı
-Çörek otu


Milföyü çözülmesi için buzluktan çıkarıp, geniş bir tepsinin üzerine tek tek yayıyoruz.Bu arada içi hazırlayalım.Sosisleri boydan 4'e bölüp küçük küçük dilimliyoruz.Üzerine kaşarı da rendeleyip acı sosla bir güzel karıştırıyoruz.En son taze kekiği de ekleyip, şekil alabilecek kadar yumuşayan milföylerimizin içine koyup, istediğimiz gibi şekillendiriyoruz. Taze kekik ayrı bir ferahlık katıyor mutlaka tavsiye ederim, ama yerine taze biberiye veya  fesleğen de kullanabilirsiniz; bahar geldi yeter ki taze olsun:)
Milföylerin üzerine çırpılmış 1 adet yumurta sarısını varsa fırçayla, yoksa küçük bir parça pamukla sürüp, üzerine de çörek otunu serpip fırına veriyoruz.Önceden ısıtılmış 200 C fırında güzelce kabarıp kızarana kadar pişiriyoruz.



Afiyet olsun:)

Çiğ yumurtasız Islak Kek

Birkaç gün aradan sonra tekrar merhaba!
Havalar güzel olup, teyzemiz de gelince kendimizi gezmelere verdik napalım?:)
Dün miniğimin ziyaretçileri vardı, hazırlıklar yaptım....İşte onlardan biri; Çiğ Yumurtasız Islak Kek.


Yumurtayı çok severim ama birşeylerin içinden kokusu geliyorsa yiyemem.Bu tarifte zaten 4 yumurta yerine 3 kocaman yumurta kullandım, o yüzden bir de çiğ çiğ üstüne dökmek istemedim.İşte malzemelerim:

-3 büyük yada 4 orta-küçük yumurta
-1 su bardağı toz şeker
-1 su bardağı süt
-1 su bardağı eritilmiş tereyağ veya sıvıyağ
-2 su bardağı elenmiş un
-1 Paket vanilin
-1 Paket kabartma tozu
-Çikolata damlacıkları
-1 su bardağı süt
-1 paket Nestle sıcak çikolata (toz)


Yumurta ve şekeri iyice köpürüp şekerler eriyene kadar mikserle çırpıyoruz.Üzerine süt ve yağı da ekleyip birazz da onlarla çırğıyoruz.Ayrı bir kapta un, kabartma tozu, vanilin ve kakaoyu karıştırıp, sıvı karışıma eleyerek ekliyoruz.Homojen bir karışım elde ettikten sonra yine kekimizin üzerinde kabarcıklar oluşana  kadar çırpmaya devam ediyoruz.Çikolata damlalarını da ekleyip karıştırıyoruz.İster kek kalıbına, isterseniz muffin kalıplarına döküp önceden 200 C ısıttığımız fırına alıp pişiriyoruz.Kağıt veya silikon muffin kalıpları çok pratik, tekrar yağlama derdi yok ve kekimiz kolayca çıkıyor içinden.Çıkar çıkmaz hiç beklemeden üzerine soğuk süt- toz sıcak çikolata karışımını döküp çekmesini bekliyoruz.Siz de benim gibi tekli kalıp kullandıysanız, kek sütü iyice çekene kadar beklemelisiniz.

Kek yaparken her zaman dikkat etmemiz gereken 4 nokta;

1.Mikseri veya çırpıcıyı hep aynı yöne doğru hareket ettirmeliyiz.Yani saat yönünde çırpıyorsak devamında da kesinlikle yön değiştirmemeliyiz.Bu kabarmasını etkiler.
2.Çırpma işlemi bittikten sonra mikseri veya çırpıcıyı kabımızın kenarına, üzerinde kalanları temizlemek için vurmamalıyız.Bu da kabarmasını etkiler.
3.Kabartma tozunu unun içine ekleyip karıştırıyoruz ve bunu mutlaka elekten geçiriyoruz.
4.Fırının kapağını keklerimiz iyice kabarmadan önce kesinlikle açmıyoruz, aralamıyoruz bile.Açmamızla birlikte düşen fırın içi ısısı keki anında söndürür.Birazcık sabredin, yukarıdaki noktalara dikkat ederseniz zaten kek kabarmadan önce pişmez:)

Bunlara dikkat ederseniz kekim neden kabarmadı demezsiniz;) Afiyet olsun.